Yargı Reform Adımlarıyla Güçleniyor
Planlama kavramı, imar planlarının hazırlanması, imar planlarının yargısal denetimi, bölgeleme, parselleme, yapı ve yapı kullanma izni, imar irtifakları ve koruma amaçlı imar planları dersin ana konularını oluşturmaktadır. Yaşam, sağlık, güvenlik, çevre ve mülkiyet gibi insan haklarıyla doğrudan ilgili imar uygulamalarının öğrencilere tanıtılarak bu alanda çıkan uyuşmazlıkları çözümleyebilecek bilgi birikimine sahip olmaları amaçlanmaktadır. Koruma tedbirleri; kanun yolları; ozel ceza yargılamaları; emniyet tedbirlerinin uygulanması Ceza muhakemesine iliskin temel bilgilerin mevzuat, ictihat ve doktriner gorusler cercevesinde verilmesi. Internet ortamında güvenli ve sorunsuz bir şekilde faaliyette bulunulmasını sağlamaya yönelik hukuksal düzenlemeler ve diğer önlemler, yine karşılaştırmalı hukuktaki gelişmeler ( özellikle Siber suç sözleşmesi) de göz önüne alınarak irdelenmektedir. Toprak hukukunun anlamı, konusu, temel kavramları ve diğer hukuk alanları ile olan ilişkisi konularının gerek teorik, gerekse uygulama açısından, ele alınıp incelenmesi. Toprak hukukunun anlamı, temel kavramları ve kapsamı konularının yanında, toprak hukukunun eşya hukuku, miras hukuku ve kira hukuku ile olan ilişkinin incelenmesi ve öğrenin bu konularda yeterli bilgi sahibi olmasını sağlamak. Deniz Hukuku, devletlerin ülkesinin bir parçasını teşkil eden deniz alanları ile devletlerin belirli egemen haklara sahip oldukları deniz alanlarının mahiyetleri, nitelikleri, hukuki rejimleri ve sınırlandırma meselelerini, Türkiye’nin Deniz Hukuku sorunlarına da değinilerek incelendiği bir derstir. Ekonomi ve ticarete iliskin suclar; bilisim alanında suclar; kamu idaresinin guvenilirliliğine ve isleyisine karsı suclar; adliyeye karsı suclar; devlet guvenliğine karsı suclar; anayasal duzene karsı suclar; milli savunmaya karsı suclar. Turk Ceza Kanunu’nun ozel hukumler bolumundeki cesitli suc tiplerinin suc teorisine iliskin bilgiler ısığında yapısal unsurlar itibariyle incelenmesi. Avrupa Hukuku genel olarak, AB’nin gelişim aşamalarının, AB’nin organları ile AB hukuk düzeninin kaynak ve özelliklerinin ve Türkiye–AB ilişkilerinin incelendiği bir derstir. Avrupa Hukuku dersinin temel amacı, AB’nin tarihi gelişimi ışığında, AB hukuk düzeninin temel kavram ve özelliklerinin, Türkiye–AB ilişkileri de nazara alınarak incelenmesi ve bu konulara hakim hukukçuların yetiştirilmesinin sağlanmasıdır.
Bu yazımızda; kolluk görevlileri tarafından Cumhuriyet Savcısının emir ve talimatı olmaksızın ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 140. Maddesi uyarınca verilmiş teknik araçlarla izleme kararı olmaksızın, suç şüphesi altındaki sanığa kameraların yakınlaştırılması, belli bir yere odaklanma özellikleri de kullanılmak suretiyle MOBESE (Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu) kameraları aracılığıyla izlenmesi ve delil toplanması, bu şekilde elde edilen delillerin hukuka aykırılığı kaleme alınmıştır. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Ukrayna’nın Rusya kontrolü altındaki bölgelerinde Ukraynalı çocukların kaçırıldığına ve/veya Rusya’ya zorla göç ettirildiğine ve bu bağlamda savaş suçu işlendiğine dair kuvvetli delillerin mevcudiyeti iddiası ile 17 Mart 2023 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında tutuklama kararı çıkardı. Tutuklama kararı özellikle Batı ülkelerinde takdirle karşılandı ve adaletin tecelli etmesi yönünde önemli bir adım olarak değerlendirildi. Her ne kadar Rusya’nın Ukrayna’ya silahlı müdahalesi uluslararası hukuku açıkça ihlal etmekteyse ve çatışmalar sırasında iki tarafın da savaş suçları ve insanlığa karşı suçları işlediklerine dair iddia ve veriler mevcut olsa da, kanımızca bu tutuklama kararı gerek hukuki gerekse siyasi yönden ziyadesi ile sorunlu görünmektedir. Yargının temel işlevi de, aktörlerdeki kuşkuların birlikte giderilmesine odaklanmış bulunmaktadır. Bu süreçte hukuki terimler/kavramlar, argümanların geçerliği, vargıların doğruluğu ve adalet/adaletsizlikler önemli odaklar olarak belirmektedir.
Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu seçim yapar. Her üyenin oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. C) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri arasından iki asıl ve iki yedek üye seçer\. Hızlıca üye ol, geniş oyun yelpazesine erişiminin tadını çıkar. pin up casino\. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Danıştay Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Danıştay Genel Kurulu seçim yapar. Her Danıştay üyesinin oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur. B) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri arasından üç asıl ve üç yedek üye seçer.
- Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
- Çünkü masumiyet/suçsuzluk karinesi altında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkından yoksun bırakılmak suretiyle tutuklanan ve uzun bir süre kapalı cezaevi şartlarında tutulan, yani olağan günlük yaşam şartlarından koparılıp birçok hak ve hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatılan kişi, işkenceye, insanlık dışı, aşağılayıcı muameleye veya bir tedbir olan tutuklama vasıtasıyla cezaya maruz bırakılmıştır.
Bu meseleye cevap bulmak amacıyla yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; kapatma davasında, hakkında siyasi yasak istenen ve kapatma kararı çıkması durumunda beyan, faaliyet ve eylemleriyle partinin Anayasaya aykırı eylemlerin odağı haline gelmesine, kapatılmasına sebebiyet veren milletvekillerinin bu görevlerinin devam edip etmeyeceğidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi” başlıklı 308. Maddesi uyarınca; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Buna göre; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından, Yargıtay ceza dairelerinden birisinin kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, ilgili kararın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda değerlendirilmesi için “olağanüstü itiraz” yoluna başvurulabilmektedir. Hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına kapalı kurumda geçirmeleri gereken sürenin 1/10’una kadar daha erken ayrılabilmesine imkan sağlayan düzenleme; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14/6 dayanak alınarak çıkarılan, Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik m.32/9’da yer almaktadır. Bu Yönetmelik hükmü; fiilen kapalı ceza infaz kurumunda bulunan, gelişim puanı 80 puanın üzerinde olan ve erken iyileşme gösterdiği kanaatine varılan iyi halli hükümlüler hakkında uygulanabilmektedir. Hükümlünün gelişim puanının 80’in üzerinde olması ve belirtilen diğer şartları taşıması halinde, mutlaka kapalı kurumda yasal olarak geçirilmesi gereken sürenin 1/10’u kadar erken ayrılma kararı verilmesi zorunluluk teşkil etmemektedir. İdare ve gözlem kurulu, hükümlünün açık kuruma erken ayrılabileceği süreyi daha az olacak şekilde de belirleyebilir. Elbette idare ve gözlem kurullarının, bu yönde verdiği kararların somut gerekçe içermesi gereklidir. Maddesi, idare ve gözlem kurulu kararlarının gerekçeli olma zorunluluğunu açıkça düzenlemiştir.
Bilindiği üzere istinaf kanun yolu başvurularında; Cumhuriyet savcısı dışında sanık veya katılan tarafın kararı istinaf etmesi yeterli olup, ayrıca sebep gösterme zorunluluğu bulunmamaktadır . Kararı istinaf kanun yoluna götürmek isteyen taraf, verilen kısa kararla birlikte ve duruşmaya katılmamışsa kararın tebliğinden sonra Kanunda belirtilen sürede istinaf kanun yolu başvurusunu yapmak zorundadır. Sanık veya katılan tarafın ilk derece mahkemesinin kararını istinaf ettiğine dair iradesini gösteren bir başvuru, istinaf kanun yoluna konu kararın ve dosyanın bölge adliye mahkemesi ceza dairesi tarafından tüm yönleriyle incelenmesi için yeterlidir. Sanık veya katılan ile avukatlarının istinaf başvurusunda sebep gösterme zorunlulukları bulunmamaktadır. Bu noktada UCM’nin görevdeki bir devlet başkanı hakkında tutuklama kararı çıkarmasının, şartlar sağlandığında mümkün bir tedbir olduğunu iddia etmek mümkün olabilecekse de fiziki olarak böyle bir tutuklama yapmanın oldukça zor olduğu aşikardır. Zira UCM’nin kendi kolluk kuvveti bulunmayıp, kararların uygulanması üye devletlerin iş birliğine bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi; Meclis araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar yapabilir, bu oturumlardaki görüşmelerin yayımı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararına bağlıdır. Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında Divana katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler. MADDE 78- Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Bu ders kapsamında; dil kavramının anlamı ve kültür kavramı ile ilişkisi, Türk dilinin tarihsel dönemi ile gelişimi, Türkçe’nin ses (ses bilgisi) ve yapı (yapı bilgisi) özellikleri ile temel diksiyon bilgileri, yazım kuralları ve günlük yazışmalar, yazılı anlatım, tümce ve paragraf çözümlemeleri ile edebi metinler hakkında kuramsal ve uygulamalı çalışmalar yapılır. Mahkeme, görev konusuna ilişkin analizinin yanı sıra, davanın iyi niyetle açılmaması nedeniyle devamına izin verilmemesi gerektiği sonucuna vardı. Dolayısıyla bana öyle geliyor ki, ‘hak talebinde bulunmanın asıl amacı, ‘ClientEarth’ün kendi politika gündemini ilerletme şeklinde gizli bir saik olduğunda ve bu amaç olmasaydı iddianın hiçbir şekilde ileri sürülmeyeceği sonucuna varılırsa, bu durumda, iyi niyetle getirilmemiştir.’ Bazen bunun ‘ClientEarth’ün mahkemede kaybetmesine rağmen davadan istediğini aldığını gösterdiği söylenir. Şirketin ve sanıkların, izinli duruşmada mahkeme huzuruna çıkmaları gerekmemekte olup; eğer bunu yapmayı tercih ederlerse, burada olduğu gibi, mahkeme tarafından duruşmaya davet edilmedikçe, normal olarak duruşma masraflarını karşılamalıdırlar. Ancak, Ağustos ayının (2023) sonunda yapılan ayrı bir masraf duruşmasında ([2023] EWHC 2182 (Böl)) ‘Trower J’, ‘ClientEarth’ün vergiye tabi olarak ‘Shell’in masraflarını ödemesini talep etti -üç önde gelen danışman, bir asistan ve Slaughter & May talimat veriyor! Normal kuralın bir kenara bırakılması ve ‘Shell’in mahkemeye çıkmasının orantılı bir yanıt olarak görülmesi için gösterilen ilk sebep, ‘ClientEarth’ün başvurunun yaratacağının farkında olduğu tanıtım ve dolayısıyla ‘Shell’e karşı ilk bakışta bir dava bulgusu, işlerinin yürütülmesi üzerinde olağandışı derecede önemli olumsuz bir etki yaratabilir. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmi Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar. Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir. Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.
Bölge adliye mahkemesinin gerçekleştirdiği inceleme, hem maddi ve hem de hukuki denetimi kapsamakta iken, Yargıtay incelemesi yalnızca hukuki denetimi kapsamaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında ayrı maddelerde düzenlenen; hem taşıdığı amaç ve hem de uygulama yöntemleri bakımından farklılık arz eden “elkoyulan eşyanın iadesi” ile “elkoyulan eşyanın elden çıkarılması” kavramları, uygulamada karıştırılabilmektedir. Bu nedenle yazımızda; elkoymanın tanımı ve amacı ile birlikte, elkoyulan eşyanın iadesi ve elkoyulan eşyanın elden çıkarılması kavramları arasında bulunan farklar açıklanacaktır. Bu yazıda tartışma konumuz; tutuklu sanığın temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması halinde SEGBİS, yani uzaktan eşzamanlı sesli ve görüntülü yöntemle duruşmaya katılıp katılamayacağı, 2. Fıkrada öngörülen yasağın SEGBİS’i de kapsayıp kapsamadığı, bunun sanığın savunma hakkını zedeleyip zedelemeyeceği veya dürüst yargılanma hakkına aykırı olup olmayacağı değil, 299. Fıkrasında düzenlenen duruşmalı inceleme sınırlamasının tatbiki ile sınırlı olacaktır. Bu yazımızda; özel güvenlik görevlilerinin, bir terör saldırısı neticesinde yaralanması, engelli duruma düşmesi gibi durumlarda, gazilik unvanı alıp, bu unvandan kaynaklanan haklardan yararlanıp yararlanamayacakları konusu, Anayasa, ilgili mevzuat ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kanun teklifleri kapsamında değerlendirilecektir. Adli tatil yaklaşırken; adli tatilde sürelerin işlemesi, duruşmaların görülmesi ve dosyaların incelenmesi konusunda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu düzenlemesine ve tutuklu dosyalar yönünden sürelerin işleyip işlememesi ile ilgili olarak verilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi (eski 16. Ceza Dairesi), 4 Şubat ve 27 Şubat 1997 tarihinde başlayan süreçte Hükümeti cebren devirme suçunun işlendiğine dair verilen mahkumiyet kararlarını onadı.
Altı yıllık süre sonunda Cumhurbaşkanlığı Konseyinin hukukî varlığı sona erer. GEÇİCİ MADDE Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla kuruluşu gösterilen Millî Güvenlik Konseyi, Anayasaya dayalı olarak hazırlanacak Siyasî Partiler Kanunu ile Seçim Kanununa göre yapılacak ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunlara göre görevlerini devam ettirir. Kalkınma planlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmasına, uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. MADDE 154- Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.