T C. Anayasa Mahkemesi
Devletlerin kendi hakimiyet sınırlar içinde egemenlik hakkınasahip olmalarının gereği olarak, kanunlarını bu sınırlar içinde uygulamalarıittifakla benimsenen bir husustur. Zira her bağımsız devletin kendi yargıyetkisinin sınırlarını oluşturma ve kendi ceza yargısının ilkelerini belirlemeyetkisini elinde bulundurduğu kabul edilmektedir. Bu bakımından, uluslararasıhukukta kabul görmüş genel ilkelere göre hareket etmekle birlikte, devletlerinkendi ceza yargısı alanını oluşturması tabidir. Maddede öngörülen temel hak ve özgürlüklerin “kanun”lasınırlanması ölçütüne göre bir düzenlemenin yalnızca şeklî anlamda değil maddianlamda da kanun şartlarını taşıması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere ilişkinsınırlamaların kanunla düzenlenmesi bu haklara ve özgürlüklere keyfî müdahaleyiengelleyen ve hukuk güvenliğini sağlayan demokratik hukuk devletinin en önemliunsurlarından biridir. Ç) Kişileri reklam vermek ve sair surette spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli veya müşterek PinUp pin up ya da şans oyunlarını oynamaya teşvik edenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır. Cezanın ertelenmesi, ceza yargılaması sonucunda kendisine hapis cezası verilen sanığın belirli şartların varlığı halinde infaz edilmemesidir. Hapis cezasının ertelenebilmesi için iki yıl veya daha az süreyle hapis cezası almak gerekir. Bu sürenin alt sınırı fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Dolandırıcılık suçunun nitelikli hali olan internet dolandırıcılığı suçu için de HAGB kararı verilmesi mümkündür.
Ancak bu düzenlemelerde görülmektedir ki basın,yayın, iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu ikincildir ve bunlarınsorumluluğuna gidilmesi için bazı ön şartlara bağlanmıştır (örn. TTK 58/1). Buhalde mahkeme kararının kendisine bildiriminden itibaren içeriği kaldırmayükümlülüğü 5651 sayılı Kanunda düzenlenen yer sağlayıcıya yönelik ek birtazminat sorumluluğunun düzenlenmesine ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu kararlara karşı CMK uyarınca itiraz edilebileceği düzenlenmişise de itiraz etmeden önce kararın gereğini yerine getirmek zorunlututulmuştur. Kaldı ki itiraz kapalı devre çalışan sulh ceza hakimliklerineyapılmak zorundadır. Bu kararları verme ve bu kararlara karşı itirazlarıinceleme yetkisi de zaten ağır bir iş yükü altında olan ve yaratılan kapalıdevre sistemi dolayısıyla tarafsızlığı ve bağımsızlığı konusunda kuşkularbulunan sulh ceza hakimliklerine verilmiştir. Bu hakimlikler çoğu talepkonusunda ifade özgürlüğünün korunmasına ilişkin anayasal standartlar ve AİHMiçtihadını dikkate almadan, içerikler konusunda tikel değerlendirme yapmadanşablon kararlar vermektedir. Öngörülen bu müdahale pek çok yönden Anayasaya aykırıdır.Öncelikle maddede öngörülen müdahalenin hukuki niteliği belli değildir. Hukuksistematiği içinde herhangi bir yere oturmamaktadır. Zira öngörülen içerikçıkarma ve erişime engelleme uygulamaları koruma tedbiri olaraknitelendirilemez, çünkü ortada herhangi bir suç ve ceza soruşturması olmadığıgibi talep eden de savcılık değil, hakkının ihlal edildiğini ileri süren gerçekve tüzel kişilerdir.
29 Ocak 2020 tarihinde açıklanan AvrupaKomisyonu’nun 2020 çalışma programında bulunan “Dijital çağa uygun bir Avrupa”önceliği uyarınca Digital Service Act üzerinde çalışılacağı belirtilmiştir. Bukapsamda eş zamanlı olarak AB seviyesinde E-Ticaret Yönergesi’ningüncellenmesini de içeren Digital Service Act kapsamında içerik yönetimineilişkin düzenlemelere yönelik çalışmalar devam etmektedir. Üçüncü olarak, yukarıda belirtildiği gibi 9. Maddede öngörüleniçeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi tedbirlerinin hukuki niteliğikonusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Bunun adli ya da idari bir yaptırım mıyoksa geçici nitelikte bir tedbir kararı mı olduğu açık değildir. Uygulamadabağımsız bir yaptırım gibi işlev görmekte ve erişime engellenen bir içerikilelebet engelli kalmaktadır. Devletin yargı yetkisi, esasen o devletin egemenlik alanı olanülkesinde söz konusu olabilir. Yargı yetkisinin bir diğer görünümü de devletincezalandırmak yetkisidir. Cezalandırmak yetkisi devlet egemenliğinin bir sonucuolduğu için, devlet bu yetkisini de esasen kendi egemenlik alanı olan ülkesindekullanabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin cezalandırma yetkisinin yer bakımındansınırları hakkında Anayasa’da bir hüküm yoktur.
Kural uyarınca idari para cezalarının muhatabının yurt dışında bulunmasıhâlinde Kurum tarafından muhatabın internet sayfasındaki iletişim araçları,alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerindenmuhataba elektronik posta veya diğer iletişim araçlarıyla da bildirimyapılabilecektir. Yurt içindeki muhataplar bakımından ise böyle bir bildirimusulü bulunmamaktadır. Kural, Kanun kapsamındaki idari para cezalarınınmuhatabının yurt dışında bulunması hâlinde Kurum tarafından muhatabın internetsayfasındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla eldeedilen bilgiler üzerinden muhataba elektronik posta veya diğer iletişimaraçları ile bildirim yapılabilmesini mümkün kılmaktadır. Bu itibarla Kurum,Kanun kapsamındaki idari para cezalarının muhatabının yurt dışında bulunmasıhâlinde 7201 sayılı Kanun hükümlerine göre tebligat yapabileceği gibi internetsayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarlaelde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçlarıile de tebligat yapabilecektir. Maddesinin üçüncü fıkrasında idariişlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihindenbaşlayacağı öngörülmüştür. Anılan düzenleme ile ilgilinin hakkında tesis edilenişlemin içeriğinden haberdar edilmesi ve bu yolla işleme karşı kullanabileceğidava açma hakkının korunması amaçlanmıştır. Hukuk devletinin temel unsurlarından biribelirliliktir. Hukuki güvenlikle bağlantılı olan hukuki belirlilik ilkesibireylerin hukuk kurallarını önceden bilmeleri, tutum ve davranışlarını bu kurallaragöre güvenle belirleyebilmeleri anlamını taşımaktadır. Bu nedenle anılan ilkeuyarınca yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi birduraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır,uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarınakarşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Alman Kanununda şikayetlerin incelenmesi için etraflı bir usulöngörülmüştür ve sosyal medya platformlarının her talebi kabul etme yükümlülüğüyoktur. Hukuka aykırı içerik şikayetlerini inceleme ve değerlendirme bakımındanplatformlara geniş yetkiler tanınmıştır.
- Hukuki güvenlikle bağlantılı olan hukuki belirlilik ilkesibireylerin hukuk kurallarını önceden bilmeleri, tutum ve davranışlarını bu kurallaragöre güvenle belirleyebilmeleri anlamını taşımaktadır.
- Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyalamaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacaktedbirleri alır.” denilmektedir.
Bu nedenle yaygın olarakkullanılan kamuya açık olmayan kişiler arasında mesajlaşma, mailleşme, sesligörüntülü görüşme veya dosya paylaşma platformlarının hatta online toplantıyapma imkânı sunan zoom, jitsi meet gibi platformların da tanım kapsamınaalınması mümkün görünmektedir. Aynı şekilde pinup güncel giriş platformlarının, müşterileremallar konusunda yorum yapma imkânı sunan alış-veriş sitelerinin, ortak çalışmayapmaya olanak sağlayan platformların, dosya paylaşma ya da dosya depolamaplatformlarının, hatta akademik yayın paylaşma imkânı veren platformların ya daveri tabanlarının da tanım kapsamına sokulması mümkün görünmektedir. Oysa buplatformların hiçbirinin sosyal medya olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Türk Ceza Kanununun 142/2-e maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçları, genelde mağdura ait internet ya da mobil bankacılık hesabına yapılan hukuka aykırı erişim yoluyla işlenmektedir. Bu doğrultuda mağdura ait hesaba internet veya mobil bankacılık uygulaması üzerinden erişim sağlandığından eylemin bilişim sistemleri vasıtasıyla işlendiği kabul edilmektedir. İnternet dolandırıcılığının bir türü de bilişim suretiyle hırsızlıktır. Anılan Kanun’un genelgerekçesi, amaç ve kapsamını gösteren 1. Maddesi, internet ortamında yapılanyayınlara erişimin engellenmesi usullerini düzenleyen 8., 8/A, 9. Ve 9/Amaddeleri bir bütün hâlinde ele alınıp değerlendirildiğinde 9. Maddeyle ifadeözgürlüğüne getirilen sınırlamanın kapsamı, amacı, sınırları ve sınırlamaaracının hukuki niteliği, müdahalenin kanuniliği yönünden hukuki güvenlik vebelirlilik ölçütleri bağlamında birtakım tereddütlere yol açmaktadır (KeskinKalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, § 102).
Buna göremaddenin uygulanmasıyla ilgili usul ve esasları BTK belirleyecektir. Önceliklemadde öngörülen tüm düzenlemelerin Anayasaya aykırı olduğu yukarıda ayrıntılıolarak açıklanmıştır. Dolayısıyla anayasaya aykırı olan kurallarınuygulanmasına ilişkin usul ve esaslar da anayasaya aykırı olacaktır. İçerik yönetimine ilişkin düzenlemelerde kurulması gerekenmenfaat dengesinin önemini Avrupa’da yaşanan bu mevzuat gelişmeleri ortayakoymaktadır. Bu gelişmeler internete erişim, ifade özgürlüğü, haberleşmeözgürlüğü gibi temel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı etkisi yoğun olan birdüzenlemenin etki analizi yapılmaksızın hızla kabulü sonrasında çeşitlisorunların doğabileceğinin somut örnekleridir. 2012 yılının başlarında Avrupa Komisyonu’nun adalet, temelhaklar ve vatandaşlıktan sorumlu üyesi Viviane Reding tarafından yapılanaçıklama ile gündeme gelen unutulma hakkı, özel hayatın gizliliği ve kişiselverilerin korunması hususunda dikkat çeken “yeni” bir hak olarak tartışılmış vekişisel verilerin korunması kapsamında ele alınarak günümüzde çeşitli hukukimetinlerde kendisine yer bulmuştur. Bu alanda unutulma hakkı, kişisel verilerinsilinmesini talep hakkı ve listelenmeme hakkı özelindeki ayrımlara dikkatçekmek gerekmektedir. Bu nedenle dördüncü fıkrada yer alan “içeriğin çıkarılmasıve/veya” ibaresi başta Anayasanın 2. Maddeleri olmak üzere 22, 26 ve 48.maddelerine de aykırıdır. Bütün bu hususlar dikkate alındığında kuralda öngörülen cezamiktarının ölçülü olmadığı açıktır.